12 Kasım 2012 Pazartesi



"İSTANBUL VE AŞK"
2 Perde Müzikal
26 KASIM 2012 SAAT 20:30
CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİNDE BAŞLIYOR:)))
KAÇIRMAYIN!!!
“2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul” etkinlikleri kapsamında sahnelenmeye başlanan ve halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahnelenmekte olan “İstanbul Hatırası” adlı müzikal oyunun yazarı Tarık Şerbetçioğlu’ndan İstanbul’a dair yeni bir müzikal 2012-2013 sezonunda bu kez İstanbul Kumpanya’sında seyircileri ile buluşuyor!!! “İstanbul Ve Aşk”
İstanbul da tarihi yarımada da bir kazı alanı. Tarihin derinliklerinden çıkarılan bir Bizans Limanı. Kazı ekibinin başında yalnız bir adam; Süleyman Hoca. Günün birinde kazı projesine destek vermek üzere Amerika’dan gelen bir kadın gelir; Bayan Sofia… Bu iki yalnız insanın yolları, Avrupa ile Asya misali boğaz da keşişir adeta.
Süleyman sevdalısı olduğu İstanbul şehrini kazarken bir yandan da arayıp da bulamadığı aşkını bulacak mıdır? Ya Bayan Sofia yıllar önce ailesinin göçtüğü bu şehirler sultanında hem kendi geçmişinin izlerini sürerken öte yandan İstanbul’la ve İstanbul da yaşanmış aşklarla yüzleştiğinde kalbinin boşluğunu doldurabilecek mi?
Peki neydi Kanuni’yi Hurrem’e, Mimar Sinan’ı Mihrimah Sultan’a yahut Jüstinyen’i Thedora’ya bağlayan güç. Ya Piyer Loti’nin İstanbul sevdası. Kız kulesi aşıkları neresinde durur İstanbul’da yaşanmış aşkların….
Bedri Rahmi ne güzel söylemiş “Kız kulesinin aklı olsa Galata Kulesine varır, sürüyle çocukları olur “ diye…
Peki ya bu kazı alanından çıkar sağlamaya çalışan kendine Antikacı Süsü vermiş Üzeyir ve O’nun kazı ekibindeki asistan yeğeni Nur… Ne büyük bir drama sebebiyet vereceklerini biliyorlar mı? Ya ekip şefi Sinan Usta yüreğindeki yaraları dindirmeye çalışırken tüm bu olan bitenin içinde neler yaşayacak?
İstanbul ve Aşk; İstanbul’a aşık ve İstanbul da aşık olanların müzikal hikayesi…. Yedi tepeli Şehri-İstanbul da yaşanmış bir aşk, bir sevda hikayesi… Zamana ve yaşanmışlıklara tanıklık eden, polisiye lezzetler barındıran kurgusuyla seyredeni içine çekiverecek sımsıcak bir öykü…
Geçmişin gizemleri günışığına çıkıyor birer birer
Tanıklık ediyoruz tarihe gün be gün bizler
Geçmez her zaman elimize böyle fırsat
Kazıyoruz durmaksızın gece gündüz saat saat
Haydi durma
Yorulmak yok bu uğurda
Zamanın gizeminde
İnsanlığın mirasında
İstanbul da boğazda
İki kıta arasında
Kazıyoruz durmaksızın gece gündüz saat saat
Geçmez her zaman elimize böyle fırsat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder